Ülkemizde rekor hızda güzellik salonları açılırken, “gerçek güzellik” nedir sorusunu yanıtlamanın zamanı gelmiş gibi görünüyor. Her ne kadar dış görünüşe özen göstermek iyi bir şey olsa da, şu noktayı unutmamalıyız: “İç güzellik en sıradan bir yüzü bile şaşırtıcı bir şekilde güzelleştirebilir.” Antik dillerde, ‘neşeli’ ve ‘güzel’ kelimeleri aynı kökten gelir. Çünkü gerçekten de gülmek, insanı güzelleştiren bir şeydir.
Başka insanları taklit etme, kopyalama veya ‘klonlama’ ile çok fazla uğraşmak zamanımızı boşa harcamanın da ötesinde ‘o eşsiz kendi benliğimizi’ kaybetmemize sebep olur.
Eki film yıldızı, hayırsever ve UNICEF iyi niyet elçisi Audrey Hepburn, güzellik hakkında şunları söylemiştir:
“Bir kadının güzelliği; giydiği kıyafetlerde, dış güzelliğinde ya da saçlarında değildir. Güzellik onun gözlerinden okunur, çünkü gözler, sevgiyi barındıran kalbin kapısıdır. Gerçek güzellik kadının ruhuna yansır. Şefkatidir, tutkusudur önemli olan ve bunlar kadını yıllar içinde daha da güzelleştirir”
Aşağıdaki sırlar da modası hiçbir zaman geçmeyecek bir güzellik anlayışının kapılarını aralamamızı sağlar:
Çekici dudaklara sahip olmak için kibar sözcükler kullanın.
Güzel gözlere sahip olmak için insanların içindeki iyiyi arayın.
İnce bir bedene sahip olmak için sevginizi paylaşın.
Güzel saçlara sahip olmak için hergün bir çocuğun saçlarınıza dokunmasına izin verin.
Sıradan bir kadını güzel bir kadına dönüştüren ve gözlerini ışıldatan şey ruhun güzelliğidir. İyi bir zekaya, asalete sahip olan, sıcak kanlı, yaşamı ve diğer insanları da düşünen kadınlar, dünyadaki kalıcı güzelliklerdir dahası en mutlularıdır!